Skip to main content

Uzun bir tartışma her iki tarafında haksız olduğunun delilidir. Voltaire

Ögeler etikete göre görüntüleniyor: Sanat Eğitim Kurslarına Kayıtsız Kalmayınız

Thumbnail image

Çocuklar İçin Ozel Kurslar

 

 

Güzel Sanatlar Fakültelerine Hazırlık Sanat Kurslarımızın Kayıtları Devam Etmektedir.

 

Güzel Sanatlar Fakültelerine 1989’dan Beri Öğrenci Hazırlamaktayız. İç Mimarlık, Resim, Resim İs Öğretmenliği, İş Eğitimi Öğretmenliği, Çizgi film / Animasyon, Mesleki Resim Öğretmenliği, Baskı Sanatları / Özgün Baskı, Cam Tasarımı, Çevre Tasarımı, Endüstriyel Tasarım, Eski Çini Onarımı, Fotoğraf, Geleneksel El Sanatları, Grafik, Grafik Öğretmenliği, Halı, Kilim ve Kumaş Deseni Tasarımcısı, Heykel, Sahne Tasarım, Seramik, Seramik Öğretmenliği, Stilistlik, Tekstil Tasarımı, Tezhip / Süsleme, Anadolu Güzel Sanatlar Liselerine Hazırlıktır. Kursları İle Hizmetinizdeyiz. Kurslarımız Sabah 9.00’dan Başlayıp Akşam 21.00’re Kadar Devam Etmektedir. Cumartesi Sabah 9.00 ‘dan Akşam 16.00 ‘ya Kadar Derslerimiz Devam Etmektedir.

 

Sizlere de İstediğiniz Saatlerde Bir Grup Bulunacaktır Mutlaka. Her yıl Güzel Sanatlara Öğrenci kazandırmaya Devam Etmekteyiz. % 100 Yakın Başarımız Var Dersek Yeridir Gelen Birkaç Öğrenci Dışında Hepsi Güzel Sanatlar Eğitim Fakülteleri Resim Öğretmenliklerine Girmektedir. Sizleri de Mutlaka İstediğiniz Bir Bölüme Yerleştireceğimizde Kuşkunuz Olmasın. “Sıfır Çizimle Gel, Süper Çizimle Git.” Sloganımız. Kazananları Gurur Tablolarımızda İnceleyebilirsiniz.

Yayınlandığı Kategori Hobi Sanat Öğrencilerin Yaptıkları

Thumbnail image

Hobi Sanat Gruplarimiz

 

Batının Hıristiyan Ortaçağ resim sanatı da iki boyutludur; yani Batı estetiğini karşısına alan İslâmi geleneksel sanatın bir özelliği değildir başlı başına. Bu nedenle bu estetiksel olguları ideoloji'den, din'den yola çıkarak değil, böyle bir ideoloji'ye yol açan toplumsal yapıdan yola çıkarak açıklamak gerekir.

 

Böyle aldığımızda, Orta Asya Türk ya da Moğol minyatürü ile Osmanlı minyatürü ve Ortaçağ Batı minyatürü arasındaki temel özelliğin, tüm bu sanatların ortaya çıkmasına yol açan toplumsal-ekonomik yapının kapitalizm-öncesel toplumsal oluşumlar olduğu gerçeği ortaya çıkar.

 

Bu nedenle, perspektifin ortaya çıkmasına yol açan toplumsal-teknik dönüşümlerin olmadığı toplumlarda dünyanın iki-boyutlu biçimlerde sanatsal olarak özümlenmesinden daha doğal bir şey olamaz (Mezopotamya sanatı, Mısır sanatı, Aytek sanatı da yüzeydedir örneğin). Rönesans sanatı bile iki boyutlu üç boyutlu olma çatışmasından tam olarak kurtulamamıştır.

 

Thumbnail imageThumbnail imageThumbnail image

Yayınlandığı Kategori Hobi Sanat Sergilerden

Thumbnail image

Kursumuzdaki Sanat Dokumanlari

 

Ama İslâmcı-milli görüşe bağlı kişiler ideoloji'den, (üstelik metafizik idealizmden) yola çıktıkları için, kapitalizm-öncesi toplumsal.-ekonomik oluşumlar ile kapitalist toplumsal-ekonomik oluşumlar arasındaki tarihsel ayrımı ve ilişkiyi, çok doğal olarak, değerlendirememekte; sanatsal-manevi kültürü ekonomik-maddi kültürden soyut ve kopuk olarak aldıklarından, kapitalizm-öncesi bir oluşumun emperyalizm aşamasındaki kapitalist oluşumlara bağımlı kılınarak uydulaştırılması sonunda ortaya çıkan temel çelişkiyi, «tarihsel eşitsizliği» görememektedirler.

 

Nasıl tarih boyunca, ta 16. yüzyıllardan bu yana, (Osmanlı Devleti'nin kendi üretim tarzına bağlı iç çelişmeleri yüzünden) toplumsal düzensizlikler ortaya çıktıkça, bunun nedeni, dinden uzaklaşmak olarak görülmüş ve sonunda (daha önce de değindiğimiz gibi) «sünni ideoloji» yoluyla toplumda baskı yaratılarak egemen kesimlerin çıkarları yönünde bu bunalım aşılmak istenmişse, yani, toplumsal-ekonomik, maddi nedenlerin yerine, «ideolojik» nedenler konmuşsa; burada da aynı biçimde davramlarak, emperyalizme uydulaşma olarak «Batılılaşma», İslâm'dan uzaklaşma olarak görülmekte, dolayısıyla, İslâmi sanat ilkelerine bağlı kalındıkça, tarihsel olarak dönüşüme uğramış sanatsal-kültürün uyumlu bir biçimde çözüme ulaştırılacağı sanılmaktadır.

 

Thumbnail imageThumbnail imageThumbnail image

Yayınlandığı Kategori Hobi Sanat Sergilerden

Thumbnail image

Lise Ogrencilerine Ozel Kurslar

 

Dışa bağımlı az gelişmiş kapitalist toplum tarzı içinde ister istemez kendi düşüncesini ve kültürünü yaratamamış, onun yerine «ideolojiler» ikame etmiş olan seçkinci burjuva düşüncesi, dolayısıyla, ne manevi kültür düşüncesi bunalımının altın¬dan kalkabilmekte, ne de onun uzantısında bir çatışma konusu olan «kültür emperyalizmi» olgusunun dışına çıkabilmektedir.

 

Çünkü kültür emperyalizminin temel amacı, karşısındaki toplumun yalnızca manevi kültürünü kendine bağımlı kılmak değil, ama asıl, maddi kültürünü bağımlı kılmak için kendine uygun, kendi sözünü geçirebileceği kültürel kurumlaşmalar yaratmak ve sürgit yaşamasını sağlamaktır.

 

Dolayısıyla, Batı kültür emperyalizmi için önemli olan, Türkiye'nin Batılılaşması ya da Avrupalaşması değildir; toplumsal-ekonomik temel maddi kültürün kendine bağımlı kılınmasıdır. Demek ki ne düşüncede ve teknolojide Batılılaşarak, ne de yalnızca teknolojide Batılılaşarak kültür emperyalizmine karşı koyulabilir.

 

Yayınlandığı Kategori Çocuk Sanat

Thumbnail image

Hobi Kurslari

 

Her şeyden önce, estetik ve sanat alanında, sizin de belirttiğiniz gibi, günümüze yakışmayan verimsiz tartışma ya da yaklaşımların sona ereceği beklentisi. İkinci, artık böyle bir kitap göz önüne alınmaksızın, bu konuda çalışmalara girişmenin istenen verimliliğe ulaşamayacağı. Öte yandan, bu yöndeki kuramsal çalışmaların artması beklentisi. Birincisi çeviri alanında; ikincisi, özgün yaratma alanında. Hiç kuşkusuz, bizler için, bu ikincisi en önemlisi.

 

Bu da hiç kolay değil. Çünkü «Estetik ve Sanat» kitabında da açıkça görüldüğü gibi, bu alandaki çalış¬ma öbür birçok alanları da içeriyor; yani, bütün öbür düşünce, toplum ve doğa bilimi alanlarında da bu anlayış ve yaklaşımda temel çalışmalar ortaya çıkmadıkça, sanat kuramcısı ya da estetikçi çok yalnız kalacaktır.

 

Bu açıdan beklentimizse, gerek sanat alanlarının kendi içlerinde, gerek sanatla ilintili bütün alanların kendi içlerinde bilimsel özgün yapıtların ortaya çıkması. Bu da bilimde olsun, sanatta olsun, düşünsel birliğin kurulmasına ve gelişmesine bağlı.

 

 

Thumbnail imageThumbnail imageThumbnail imageThumbnail imageThumbnail imageThumbnail imageThumbnail image

Yayınlandığı Kategori Hobi Sanat Eğlenceler ve Kutlamalar

Thumbnail image

Anadolu Genel Bütün Kurslar Hakkında Kısa Bilgi Veriyor

 

Bu durumda, Batı Avrupa'da sanatsal-kültürün yönlendirilmesi biçiminin altında yatan ana nedenler de açıkça ortaya çıkmaktadır. Kaldı ki, birer «sanat merkezi» olarak İngiltere (Londra) ve Fransa'nın (Paris'in) «sanat ticaretinden edindikleri kârlar olağanüstüdür. İşte bizde özlenen durum da yaklaşık olarak bu, kanımızca: Gelişmiş bir kapitalizm ve onun önderliğinde yönlendirilecek olan sanatsal-kültür yaşamının devlet eliyle eşgüdüm içine konması.

 

Ne var ki, ne bizim kapitalizmimiz o denli ileri, ne de sanatsal yaşam trafiğimiz. İleri kapitalist ülkeler ile azgelişmiş ülkeler arasındaki fark gitgide açıldığına göre, ne Batı Avrupa'nın ekonomik, ne de kültürel zenginliğine bu yoldan ulaşamayacağımız bizce açık bir gerçek gibi görünüyor.

 

Thumbnail imageThumbnail imageThumbnail image

Yayınlandığı Kategori Hobi Sanat Eğlenceler ve Kutlamalar

Thumbnail image

8 Sınıflar İçin Özel Eğitici Kurslar

 

 

Bizce, Batı Avrupa demokrasi ve burjuva devlet düzeni geleneğine sahip olmayan ülkemizde, bu bağlamda, sanatsal kültürel etkinliklerde 1) Demokratiktik; 2) Siyasal özgürlük; 3) Çoğulculuk beklemek oldukça zordur. Ekonomik gelişme ile toplumsal bilinçlenme arasında uzlaşmaz çelişkiler yüzünden sık sık «rejim bunalımlarına düşen ülkemizde, bu tür sanatsal-kültürel yönlendirme seçeneklerinin gerçeklik kazanması, bizce, «eşyanın tabiatı» olarak olanaksız görünmektedir.

 

Thumbnail imageThumbnail imageThumbnail image

Yayınlandığı Kategori Üniversiteye Hazırlık

Thumbnail image 

Ozel Dersler

 

 

 

Dolayısıyla, toplumumuzda, dinci ve ırkçı, şoven ütopyalar ile burjuva ütopyalar birbirinin ayrılmaz bileşkelini oluşturmaktadır. Ama 1950–80 yılları içinde burjuvazinin karşıt kutbu olarak oluşmuş emekçi sınıfların dünya görüşlerini, geleceğe yönelik amaçlarını ütopya olarak görme'' olasılığı kesinlikle olmadığı gibi, bunun ütopik olarak değerlendirilmesi de kesinlikle bilimsellik-dışı burjuva ideolojisinin kendi bir anlatımıdır. Şunu da belirtelim, toplumlarda ütopyaların oluşması, insanların üretim tarzlarıyla ilişkilerinin çelişkin olmasının, kendi üretim biçimlerine kendi insanî özlerinin yabancılaşmasının bir sonucudur.

Bu anlamda, burjuvazinin toplumsal aldatmacaları ve ham hayalleri bize aynı zamanda toplumsal yabancılaşmanın ne denli derinleştiğini de gösterir. Nitekim yabancılaşmayı mutlaklaştıran liberal burjuva ideolojisi, günümüzde ancak geleceksiz, kötümser ve umutsuz bir dünya görüşü çizmekte; sonuçta, «yarını bırak, bugünü yaşa» düşüncesini topluma işlemekte, (bir şirketler topluluğunun da «Türk modeli» olarak gazetelerde duyurduğu gibi) geleceği «şans»ta aramaktadır.

 

 

Anadolu Güzel Sanatlar Merkezi nin Düzenlediği Sergiye Çok Adanalı Dostlarımız Katıldı

Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Fuayesinde Düzenlediğimiz Sergi 9 Gün Açık Kaldı

Bu Sergimizde Çekilen Fotoğraflardan Bir Sunu

 

 

Thumbnail imageThumbnail image Thumbnail image

Yayınlandığı Kategori Üni. Haz. Kurs Ortamı Fotoğrafları

Thumbnail image 

Lise Ogrencilerine Ozel Kurslar

 

Çünkü bilimselliğini yitirmiş burjuva düşüncesinin varacağı en son uğrak, kendine «ütopyalar» yaratmaktır. Çökmekte olan burjuva sınıfların en belirgin özelliği olan toplumsal aldatmacalar ve ham hayaller üretme olgusu, aslında, toplumsal idealler ile toplumsal üretim tarzı arasındaki derin çelişkiden kaynaklanmakta;   kendini bilimsellikten soyutlama zorunda kalmış burjuva dünya görüşünün çöküşünü dile getirmektedir. Oysa, toplumların tarihsel gelişme yasalarıyla uygunluk içinde olan toplumsal idealleri amaçlayan sınıfların dünya görüşleri bilimseldir ve bu anlamda da karşıt sınıfların ütopik görüşleriyle tam bir karşıtlık içindedir.

 

Böyle ele aldığımızda, toplumumuzda 1950–80 yılları arasında oluşan sınıfların dünya görüşleri ile geleceğe yönelik amaçlarını değerlendirmek dek olaylaşmaktadır. Hemen çok açık bir örnek vereyim: 70 sente muhtaç bir ülkenin «büyük Türkiye» olmasına aynı zamanda olanak var mıdır? Ya da bir başka deyişle, ileri gelişmiş ülkeler ile azgelişmiş ülkeler arasındaki kalkınma uçurumu, bilimsel bir olgu olarak, gitgide derinleşirken, bu ileri kapitalist ülkelerin düzeyine erişmek, kapitalist mantıkça bile, olası mıdır?

 

Şunu hemen söyleyeyim, tarihsel gelişmeyi, yani, tarihte değişme ve dönüşümü kendi sınıfsal çıkarları uğruna yadsıyan Batı burjuva ideolojisinin yarattığı «toplumsal refah» aldatmacalarına aldanmak zorunda olan yerli burjuvazimizin her an yeni aldatmacalarla toplumun karşısına çıktığı ve çıkacağı bizce bilimsel bir olgudur.

 

Öte yandan, «Batılılaşma» ile«yoksullaşma»nın geniş kitlelerce toplumumuzda özdeş olarak görülmesi, geniş kitleleri dinsel kitlenmeye doğru ittiğinden, İslamcı ütopyaların varlığını sürdürmesine yol açmaktadır. Bu anlamda, geleceğe yönelik idealleri kapsaması gereken görüşler, örtüşük çelişkiler yüzünden geçmiş'i geleceğin ideali olarak görmeye de yol açmaktadır.

 

Thumbnail imageThumbnail imageThumbnail image

Yayınlandığı Kategori Üni. Haz. Kurs Ortamı Fotoğrafları

Thumbnail image

Hobi Sanat Gruplarimiz

 

Pek tabii, bütün yönleriyle ele alamadığımız, ama özünü irdelemeye çalıştığımız, maddeci bir yaklaşımla kuramsal olarak ele almaya çalıştığımız kültür sorunu çok daha geniş araştırmalara ve değerlendirmelere gereksinim göstermektedir. Ne var ki, asıl belirtmek istediğimiz özellik, kültürün öncelikle toplumsal-ekonomik yapıya, maddi üretim şekliyle olan bağıntısı; maddi ve manevi üretim arasındaki karmaşık ve karşılıklı ilişki ve kültürel gelişmenin nesnel yasallıklarıdır. Ancak bunlar doğru olarak belirlenebildiğinde günümüzün temel kültürel sorunu da doğru olarak değerlendirilebilecektir.

 

Bu nedenle, ülkemizde de yaşanan kültür bunalımını açıklamaya çalışırken, bunu, örneğin «batı-doğu kültür farklılaşması» gibisine değil, yine örneğin, kapitalizm öncesi toplumsal ekonomik oluşumlar ile kapitalist toplumsal-ekonomik oluşumların karşılıklı etkileşmesinin belirleyiciliğinde yapmamız gerektiği kanısındayız. Yine, ulusal kültür kavramından söz açarken, mutlaka kendi maddi üretimimizi ele alarak, bunu, kültür emperyalizmi gerçeği ile karşılıklı ilişkiler içinde olduğu kadar, kendi özgün özellikleri içinde ve yine kendi toplumsal farklılaşmaları içinde ele almamız gerekir.

 

Giderek, ülkemizde bir kitle kültüründen söz ediyor Çünkü bunu yine maddi ve manevi üretim şeklimiz ve bunlar arasındaki ilişkilerle açıklama yoluna gitmemiz; eğer, sözgelişi, bir «lumpen-kültür»den söz ediliyorsa, bunu, yukarda açıkladığımız şekliyle, kitle kültürü ve kültürsüzleştirme bağlamı içinde görmemiz; toplumsal ilişkiler bütünüyle olduğu kadar, kültürel değer ve değer yönlendirmeleriyle birlikte sistemsel bütünlük içinde açıklamamız gerekir.

 

Thumbnail imageThumbnail imageThumbnail imageThumbnail imageThumbnail image

Yayınlandığı Kategori Üni. Haz. Kurs Ortamı Fotoğrafları
Sayfa 1 / 5